Bir turizm cazibe merkezi olarak; Ankara…

Tamer Ceyhan
Tamer CeyhanLatanya Hotel Grup Satış Müdürü
14 Mart 2019, 10:12

Avrupa’da hiçbir ülke yoktur ki, başkenti başlı başına bir turizm cazibe merkezi olmasın… Avrupa ülkelerinin turizm potansiyellerine baktığımızda, başkentlerinin ne kadar hayati bir konumda olduğunu görebiliriz. Ancak ne yazık ki Türkiye söz konusu olunca, başkent Ankara’nın ülke turizmine doğrudan bir katkısından bahsedebilmek pek mümkün değil. Ülkemizde doğal güzellik ve 3S (deniz-kum-güneş) turizmi bakımından son derece zengin kaynaklara sahip olan destinasyonlar her yıl milyonlarca yabancı turist ağırlarken, başkent Ankara’nın bilhassa yabancı turistler nezdinde bir tercih sebebi olmaması üzücü bir durum. Ankara turizmini canlandırmak ve Ankara’yı bir cazibe merkezi haline getirmek adına bir proje sunabilmek için, bu gerçeğin ışığında bir strateji geliştirmek gerekiyor. Bu sebeple, kültürel ve tarihi varlıklar yönünden zengin bir şehir olan Ankara’nın, bu yönlerini ön plana çıkaracak projeler üretilmesi kulağa mantıklı geliyor. Ancak ne yazık ki çok uzun yıllardır Turizm sektöründe yapılan reklam & tanıtım faaliyetlerinin ve yatırımların daha çok 3S turizmi özelinde gerçekleşmesi nedeniyle, tarihi ve kültürel varlıklar yönünden de çok zengin kaynaklara sahip olan ülkemiz, bu değerlerini yeteri kadar pazarlayamamıştır. En fazla son 10-15 yıldır bu akıma ayak uydurulmaya ve bu yönde çalışmalar yapılmaya başlandıysa da, çok geç kalındığı için şu an itibariyle yeterli sonuç alınamamaktadır.

Daha önceki yazımda da bahsetmiş olduğum üzere, bir ülkenin başkenti o ülkenin özetidir. Bir ülkenin sadece başkentine bakarak bile, o ülkenin kültürel ve tarihi dokusunu büyük ölçüde anlayabilmek mümkündür. Ankara’da da sadece Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu M.Kemal Atatürk’ün anıt mezarının, eşyalarının ve hatıralarının bulunduğu Anıtkabir ile, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni görmek bile, ülkenin tarihçesi ve kültürel dokusu hakkında fikir sahibi olunmasını sağlayabilir.

Ancak tüm bu değerler, sadece Ankara için de değil tüm Türkiye için çok büyük anlam ifade ediyor olsalar da, tek başlarına Ankara’yı yabancı turistler tarafından tercih edilen bir turizm cazibe merkezi haline getirme konusunda yeterli olamıyor. Daha çok şu veya bu şekilde yolu Ankara’ya düşen bir kimsenin, “gelmişken buraları görmemek olmaz” zihniyetiyle ziyaret ettiği yerler konumundalar. Önemli olan Ankara’yı mecburen gelinen bir şehir olmaktan çıkarıp, özellikle ziyaret edilen bir şehir haline getirebilmekte… Aksi takdirde Ankara’dan bir turizm cazibe merkezi yaratma çabaları, sadece pembe bir hayal olarak kalır. Bunun için de insanların eline, Ankara’ya seyahat etmek için başlı başına bir sebep sunmak lazım. Buraya kadar hep tespit yaptık, şimdi geldik çözüm önerisine…

Avrupa’nın en büyük tema parkı olan Ankapark’ın bu yıl bahar aylarında faaliyete geçmesi bekleniyor. Çok uzun yıllar sonra ilk defa, Ankara’yı bir turizm cazibe merkezi halinde getirebilmek adına elimizde müthiş bir fırsat var. Kültür ve Turizm Bakanlığı başta olmak üzere Ankara merkezli acentelerin önderliğinde, Avrupa başta olmak üzere tüm dünya genelinde şu tarz bir reklam ve tanıtım çalışması gerçekleştirilebilir. Bu bağlamda paket tur programları hazırlanarak, satışa başlanabilir.

“Avrupa’nın en büyük tema parkında eğlenmek, eşsiz bir doğal, kültürel ve tarihi dokuya sahip cennet ülke Türkiye’yi başkentiyle tanımak ister misiniz?”

Tabi ki kısa vadede Ankapark’tan, Paris’teki bir Disneyland etkisini beklemek fazla iyimserlik olur. Bu zaten uzun soluklu ve istikrar gerektiren bir sürecin sadece başlangıcı olabilir. Ancak an itibariyle Ankara’daki turizm hareketliliğini canlandırabilmek adına en mantıklı yöntem bu gibi gözüküyor.

3 günlük bir paket programın ilk ayağı Ankapark olabilir. Ankapark’da geçirilen eğlence dolu bir günün ardından, ertesi gün Ankara’nın tarihi ve kültürel değerlerinin ziyaret edildiği bir şehir turu ile kültür turizmi boyutuna geçilebilir. Son olarak ise Ankara’nın çevre ilçelerindeki (Kızılcahamam, Çamlıdere vs) doğal güzellikler gezilerek, turumuza bir de pastoral hava katabiliriz. Tek şehir, 3 gün 3 farklı turizm türü… Buna ek olarak Ankara’ya yakın mesafede yer alan Kapadokya, Safranbolu, Amasra gibi turizm açısından yüksek potansiyelli destinasyonlar da ziyaret edilerek, turlarımızın hem daha uzun hem de daha cezbedici bir hale gelmesini sağlayabiliriz…

Neticede hem yabancı turistlere Ankara’yı ziyaret etmeleri için Avrupa’nın en büyük tema parkını görmek gibi, onlar açısından son derece geçerli bir sebep sunmuş oluyoruz hem de bu sayede Ankara’nın kültürel ve tarihi değerlerini tanıtma fırsatı buluyoruz. Sonuç olarak Ankara acenteleri ve otelleri başta olmak üzere, Ankara esnafı, Ankaralılar ve tüm Türkiye kazanıyor…

Not: Yazının sorumluluğu yazarına aittir. www.turizmajansi.com ile bağlantı kurulamaz; doğacak hukuki sonuçlardan site sorumlu değildir.
Yorumlar
İlk yorum yapan siz olun.
 
  Yorum için en fazla 1000 karakter girişi yapılabilir!
captcha