Yazarlar (Turizm Meclisi)

Bir tıkla çıkılan seyahatler

Handan Atamer Engin
Handan Atamer Engin
Kites Group CMO

Bir paylaşım gördüm… 

“Hâlâ neden insanların seyahat acentelerine para ödediğini anlamıyorum. ChatGPT ücretsiz.”

Aslında mesele o kadar basit olsaydı, dünyanın dört bir yanında milyonlarca insan hala turizm profesyonellerine güvenmezdi. Ama ediyorlar… Çünkü bu iş yalnızca bir rota çizmekten ibaret değil. Bir uçuşun iptal olduğu sabah, sınırlar kapandığında ya da kriz anında “tek başına” kalmadığın bir güven hattı olabilmekle sınanıyor gerçek profesyonellik.

Pandemi döneminde milyonlarca insan, online sitelerden yaptığı rezervasyonlar için günlerce hatta haftalarca karşısında bir muhatap bulamazken biz acenteler telefonlarımızı kapatmadık.

Günlerce iptal süreçleriyle, iadelerle, havayolu şirketleriyle, otellerle uğraştık. Müşterilerimizi yalnız bırakmadık, haklarını savunduk, mağdur olmamaları için mücadele ettik.

İşte tam da bu yüzden bir algoritma ile bir insanın farkı, bir “bilgi” ile bir “meslek” arasındaki çizgi burada belirginleşti: insan olmak, sorumluluk almak ve sahip çıkmak.

Evet, ChatGPT ücretsiz.

Ama tecrübe, risk yönetimi, kriz anında çözüm üretme, vize süreci, grup yönetimi, lojistik koordinasyon, destinasyon bilgisi ve insan ilişkileri bedava değil.

Bilgiye ulaşmak kolay olabilir, ama o bilgiyi hayata geçirmek, krizleri yönetmek, sorumluluk almak bambaşka bir yetkinlik gerektirir.

Bir yazılım sana otelin check-in saatini söyleyebilir ama uçağın iptal olduğunda sana yeni bir rota oluşturamaz, otelle pazarlık edemez, elindeki rezervasyonu koruyamaz. Sana rota çizebilir ama o rotanın arkasındaki mevsimsel gerçekleri, yerel güvenlik koşullarını, kültürel kodları, iklim risklerini, ulaşım pratiklerini senin yerine hissedemez.
İşte tam da bu yüzden, bir seyahat acentesinden satın aldığın şey yalnızca bir uçak bileti ya da otel rezervasyonu değildir.

Satın aldığın şey;
Yılların getirdiği deneyim,
Beklenmedik durumlarda kriz yönetimi,
Sana özel rota planlaması,
Vize süreçlerinde yol göstericilik,
Ve en önemlisi sorumluluk alan bir kanlı canlı bir insan desteğidir.

Biz bu işi masa başında değil; havaalanında, limanda, çölde, otobüste, sınır kapısında, dolan vize ofislerinde, gerçek insanlarla ve gerçek sorunlarla çözüm üreterek yapıyoruz.

Yani biz yalnızca planlayan değil; sahada uygulayan, taşıyan, yöneten bir mesleğin temsilcisiyiz.

Ama… Evet burada bir ama var elbette. Bir mesleği savunurken onun sorumluluğunu da omuzlamamız gerekir.

Biz turizm profesyonelleri olarak bu mesleği hak etmekle de yükümlüyüz;
Oturduğumuz yerden hiç bilmediğimiz destinasyonları satmamamız, 
Sektör bilgisini güncel tutmamız,
Kendi mesleki yeterliliğimizi sürekli geliştirmemiz,
Deneyimle donanımı birbirinden ayırmamamız,
Ve en önemlisi müşterinin güvenini boşa çıkarmamamız gerekiyor.

Bugün bu tür cümlelerin bu kadar rahat kurulabilmesinin bir nedeni de ne yazık ki kötü örneklerin varlığı. Kimi zaman eksik bilgiyle, kimi zaman özensiz hizmetle, kimi zaman sadece “satış” odaklı yaklaşımlarla sektörümüzün itibarını zedeleyenler de var.

Tam da bu yüzden, mesleğimizi savunmak yalnızca karşı çıkmakla değil; doğru örnekleri büyütmek, mesleki standartları yükseltmekle mümkün.

Dünyanın birçok yerinde milyonlarca insan kendi seyahatini planlayarak geziyor. Bunda hiçbir sorun yok. Kendi rotasını çizen, araştırmasını yapan, bavulunu alıp dünyayı keşfe çıkan herkesin yolculuğuna saygım sonsuz.

Ancak sorun, bu tercihin bir “üstünlük göstergesi” gibi sunulması, bir mesleği yok sayma noktasına taşınması.
 
Benim net tepkim; bu tercihi “tek doğru” gibi sunmaya, seyahat acentelerini yok sayan, değersizleştiren bakışa, bir mesleği bir “Google veya Chat gpt araması kadar basit” görmeye.

İngiltere’de ABTA’nın en güncel “Holiday Habits 2024–25” raporuna göre, son 12 ayda yurtdışı tatilini bir “travel professional” ile alanların oranı %38. Üstelik bu tercihte en önemli motivasyon “bir sorun çıktığında yanımda biri olsun” duygusu.

ABD’de Airlines Reporting Corporation verilerine göre 2024’te acenteler üzerinden yapılan hava bileti satışı 99,2 milyar $ ile rekor kırdı. Bu rakam, acente kanalının sektördeki gücünü çok net gösteriyor. 

Ayrıca ASTA ve MMGY Global araştırmalarında Amerikalıların önemli bir kısmı gelecekte seyahat danışmanı kullanmaya daha istekli olduğunu belirtiyor.

Japonya’da ülkenin resmi turizm kurumu JNTO, turistler için 365 gün 24 saat çok dilli bir visitor hotline işletiyor. Krizde yolcu yalnız kalmıyor.
Yani gelişmiş turizm ülkelerinde dahi profesyonel desteğe olan güven azalmıyor, aksine güçleniyor.

Çünkü bir bilgiye erişmek, bir seyahati yönetmekle aynı şey değil.

Turizm bir meslektir.

Emeği, sahası, bilgi birikimi, insan ilişkisi, krizi, sorumluluğu vardır.
Ve bu meslek iyi icra edildiğinde bir yolculuğun sadece rotasını değil, kalitesini, güvenliğini ve ruhunu da değiştirir.

Belki mesele “neden para ödüyoruz?” değil…
Asıl mesele: “Bir seyahat planını kime emanet ettiğinde için gerçekten rahat ediyor?”

İşte biz, tam da bu sorunun cevabıyız.

Ve evet… Yapay zekâ bize eşlik edebilir, kolaylık sağlayabilir, yanımızda olabilir… Ama yerimizi alamaz. Çünkü biz yalnızca bilet kesmiyoruz, bir yolculuğun kaderini şekillendiriyoruz.

Seyahat bir plan değildir… bir yolculuktur. Ve her yolculuğun da bir rehbere ihtiyacı vardır.

Algoritmanın değil, sahanın içinden bildiriyorum….

Yorumlar (0)