ITB Berlin Fuarı, dünya genelinde turizm endüstrisi için en önemli etkinliklerden biridir. Her yıl, turizm sektöründeki en son trendler, yenilikler ve fırsatlar hakkında bilgi almak isteyen binlerce katılımcıyı ağırlamaktadır.
İki hafta önce, 3 yıl aradan sonra 54’cü kez kapılarını ilk kez sadece b2b etkinliği için açtı.
Kullanılan alanla ilgili net sayılar açıklanmadı, ancak yıllardır bu fuarda katılımcı olan biri olarak diyebilirim ki, kullanım alanı azaltılmış.
Yaklaşık on salon kapalıydı ve yeni de bir salon açılmıştı. Messe Berlin'e göre 161 ülkeden, 5.500 yakın katılımcı 90.127 uzman ziyaretçi katıldı.
Fuarın ana teması "Sürdürülebilir Turizm” idi. Bu tema, turizm endüstrisinde sürdürülebilirlik konusunun giderek önem kazandığını göstermektedir. Tıpkı, Federal Ekonomi Bakanı Robert Habeck’in açılış konuşmasında söylediği gibi:
“Dünya’yı keşfetme özgürlüğü, onun yok edilmesi için bir bahane değildir”
Pandemi, bize Dünya genelindeki her on işten birinin turizme bağlı olduğunu acı bir şekilde gösterdi. Ancak bizi tehdit eden başka bir kriz daha var ve göstergeleri ortada: Kar olmayan kayak merkezleri, ölmekte olan mercan resifleri, orman yangınları, kuraklık ve sel…
UNESCO'nun Küresel Sürdürülebilir Turizm Çerçeve Programı turizmin sürdürülebilirliğini teşvik etmek amacıyla geliştirilmiş bir programdır.
Bu program, turizmin çevresel, sosyal ve ekonomik açıdan sürdürülebilirliği için çerçeve sağlayarak, turizmin sürdürülebilirliğini teşvik etmeyi amaçlamaktadır.
ITB Fuarın’da benim açımdan en üzücü taraf, Türkiye standının eski yıllara göre çok küçük kalmasıdır.
Türkiye’nin 2019 yılına kadar Halle 3.2’ de 3 bin 79 m2 alanla katıldığı fuarda bu sene maalesef sadece 600 m2 ile katılmış ve salon hakimiyetini Suudi Arabistan’a vermişti.
Destinasyon tanıtımının zirveye taşınmasını beklerken, sadece bir ekran ile yetinildi.
Halbuki doğru bir destinasyon tanıtımı, rakiplerimizden ayrışmamıza ve ülkemizin veya destinasyonumuzun diğer turistik yerlerden daha çekici olduğunu göstermemize, marka bilinirliğimizi artırmamıza, yardımcı olabilirdi.
İyi bir fuar standı, destinasyonun ruhuna uygun renkler, ilgi çekici görsel materyaller ve etkileşimli etkinlikler, markamızın hedef kitlesi tarafından daha iyi tanınmasını sağlayabilirdi.
Ki geçmiş yıllarda biz ITB Fuarında Truva’nın atından tutun, Göbeklitepe’nin temsili sütunlarına, devasa peri bacaları görsellerine, Gaziantep mutfak örneklerine gibi standlar da gördük.
Daha da acısı: Destinasyonların baş aktörü olan Seyahat Acentalarının Meslek Birliği TÜRSAB’a yer dahi ayrılmamıştı ve TGA’nın standında Seyahat Acentası sayısı yine bir elin parmaklarını geçmiyordu…
Peki, hiç dikkat ettiniz mi, bizim gibi turizm ülkesi olan diğer ülkelerin standlarında kaç tane incoming acentası oluyor?
Mesela İspanya’nın Endülüs hükümeti kendi destinasyon standında 40 tane incoming acentasına standları ücretsiz verdi.
Biz ise astronomik ücretler ile karşı karşıyayız ve çoğumuz bu nedenle stand alamıyoruz.
Not: Yazının sorumluluğu yazarına aittir. www.turizmajansi.com ile bağlantı kurulamaz; doğacak hukuki sonuçlardan site sorumlu değildir.
Yorumlar
Metin GÖKŞEN, ANAHİTA SEYEHAT ACENTASI - NEVŞEHİR
21 Mart 2023, Salı 09:16
+ Yorum Yaz