Koronavirüs önlemleri kapsamında Sağlık Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ortak çalışması sonucunda hayata geçirilen “Güvenli Turizm Sertifikası”, 2020 yılının yaz aylarından beri uygulanıyor. “Güvenli Turizm Programı” adı verilen uygulama, turizm tesislerinde alınması gereken tedbirleri tanımlıyor. Denetimlerde tedbirlere uymadığı tespit edilen turizm tesisleri, tedbirleri eksiksiz yerine getirene kadar faaliyete kapatılıyor. Müşteri olarak turizm tesislerine gidildiğinde başlıca tedbirler kapasite kısıtlaması, sosyal mesafe uygulamaları ve hijyen kurallarının artırılması olarak karşımıza çıkıyor.
Turizmciler, 1 Ocak 2021 itibarıyla yetkilendirilmiş özel şirketlerin “Güvenli Turizm Programı” kapsamında tesisleri denetlemesine ve denetim başına uygulanan fiyat politikasına tepki gösterdi.
Medyascope'den Mehmet Selçuk Ada'ya değerlendirmelerde bulunan Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Meclis Üyesi ve turizmci Alp Özel, sertifikasyon programının uluslararası turizm politikasından uzak olduğunu belirtti.
Güvenli Turizm sertifikasının uluslararası karşılığı yok
Özel, şöyle konuştu: “Avrupa’da komiteler aşı pasaportu üzerine güvenli turizm çalışmaları yürütürken biz, bunun çok dışında bir sertifikasyon programı oluşturduk. Güvenli Turizm Programı adı verilen sertifika programının uluslararası bir karşılığı yok. Turizm tesisleri pek çok denetimden geçiyor, bunların başlıca olanı da hijyen denetimidir. Güvenli Turizm Sertifikası’nın neredeyse bize kattığı bir şey yok. Özel şirketlere devredilen denetimler sadece gider tablomuzda bir satır olarak yerini aldı. İyi bir amaç için yola çıkan sertifika programı turizmciye mecbur kılındı ve gelinen noktada bir anlam ifade etmiyor.”
TGA antidemokratik bir yapı
Dünya turizminde koronavirüs ile mücadele modelinin farklılık gösterdiğini söyleyen Alp Özel, denetimlerin sadece oteller özelinde olmasının doğru olmadığını belirtti. Güvenli Turizm Sertifikası’nın, Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nın (TGA) Kültür ve Turizm Bakanlığı ile olan diyaloğu doğrultusunda şekillendiğini belirten Özel, “TGA Türkiye turizm paydaşlarının belki de yüzde 95’ini temsil etmiyor. Yönetiminin oluşumu sebebiyle TGA, antidemokratik bir yapıdır ve acilen tüm turizm paydaşlarının katkısıyla yeniden şekillenmelidir. Kısacası, Güvenli Turizm Sertifikası fikrini destekliyoruz fakat böyle bir denetimi özelleştirip zorunlu hale getirirsek otelcinin gider panosuna bir satır daha eklemiş oluruz” dedi.
Güvenli Turizm Programı kapsamında uygulanan denetimler 30 ve üzerinde oda sayısına sahip otellere zorunlu, diğerlerinde isteğe bağlı. 30 ve üzeri odaya sahip tesislerin sertifika bedeli ise oda sayısı ve metrekare büyüdükçe artıyor.