Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un 2020 yılını Türk Mutfağı yılı ilan etmesini eleştiren usta yazar Abbas Güçlü, gastronomi alanında markalaşmanın bir yıllık çalışma ile sınırlandırılamayacağını ifade etti. Abbas Güçlü, 22 Aralık tarihli yazısında konuyla ilgili olarak şunları yazdı:
Türk Mutfağı keşfedilecekmiş!
Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2020 yılının konseptini ‘Türk Mutfağı Yılı’ olarak belirlemiş! Bu kapsamda tek elden büyük bir pazarlama atağına kalkılıyormuş.
Türkiye’nin lezzet haritası çıkarılacak, gastronomik turizm geliri artırılacakmış!
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy, Antalya’da katıldığı bir kongrede, “Türkiye’nin lezzet haritasını çalışmamız lazım” demiş.
Kendisine günaydın mı desek yoksa senin dışında bunu herkes biliyor mu desek bilemedim!
Görünen o ki yine birileri zengin edilecek! Dünyada yemek için seyahat eden turistlerin harcama kapasitesi oldukça yüksekmiş. 10 milyar dolarlık bir pazar söz konusuymuş. Dünya turizminde Fransa, İtalya, İspanya, Uzakdoğu ülkeleri, gastronomi turizminden önemli bir pay alıyormuş!
Bakanlık, 2020 yılının ‘Türk Mutfağı Yılı’ olması için öncelikle belli bir ‘standart’ oluşturmayı hedefliyor. Bölgesine, şehrine göre, kaliteli üretimin, belli mutfak standartlarıyla sofralara gelmesi için şeflerle görüşülüyormuş. Ha bu arada bir de “Gastronomi Treni” oluşturuyormuş. Lezzet duraklarına, bir bir uğrayacakmış!.
Yerel tatları önemseyen ve bunların, sürdürülebilir bir standarda kavuşması gerektiğini söylemekle kalmayıp, bu konuda mücadele veren birisi olarak, söylenenlere ve yazılanlara, acı acı gülmenin ötesine geçemedim. İtalya örneğini ele aldığınızda, böylesi bir projeyi hayata geçirmek için bir yılla yetinmediler.
Devletiyle milletiyle, turizmcisiyle esnafıyla, üreteniyle, tedarikçisiyle, kilisesiyle ateistleriyle, medyasıyla, üniversiteleriyle 20 yıllık bir mücadele verdiler. Tatlar, standartlar, sürdürülebilirlik öyle, bir yılda gerçekleşmedi!..