2025 yaz sezonu, turizm gelirleri açısından güçlü; ama işletme kârlılığı bakımından zorlu bir dönem olarak geride kaldı.
Yabancı ziyaretçi sayısı geçen yıla göre yalnızca yüzde 1,2 arttı. Buna karşın turizm gelirleri döviz kuru ve fiyat etkisiyle yaklaşık yüzde 8–9 yükseldi. İlk bakışta olumlu görünen tablo, detayına inildiğinde bambaşka bir hikâye anlatıyor.
Fiyatlar arttı, talep geriledi
Ortalama oda fiyatı 2024 yazında 108–110 dolar civarındayken bu yıl 118–120 dolar bandına çıktı. Ancak fiyat duyarlılığı yüksek pazarlarda bu artış talebi sınırladı. Temmuz ayında doluluk oranları yaklaşık yüzde 5 geriledi. Yani fiyat yükseldi, fakat oda başına gelir aynı oranda artmadı.
Maliyet sarmalı
TÜİK verilerine göre yıllık enflasyon yüzde 33’ün üzerinde. Gıda, enerji ve içecek kalemlerinde fiyat artışları benzer düzeyde seyrediyor. Enerji maliyetleri geçen yıldan bu yana hâlâ yüksek, asgari ücretteki yüzde 30’luk artış ise işletmelerin maliyet yükünü doğrudan artırdı.
Ne yazık ki bu artış, çalışanları sevindirmediği gibi çoğu için yeni bir mağduriyet yarattı. Zira artan maaşlar karşısında işletmeler personel azaltmak, yan hakları kısmak ya da vardiya sürelerini düzenlemek zorunda kaldı. Sonuçta hem işletmeler hem çalışanlar aynı denklemde sıkıştı.
Kurun yıl boyunca büyük oranda sabit kalması, maliyet baskısını daha da belirgin hâle getirdi. Çünkü işletmeler, artan giderleri fiyatlara yansıtmadan ayakta kalamadı. Bu da orta gelirli turist kitlesinde talep daralmasına yol açtı.
Doluluklarda düşüş, karlılıkta baskı
TÜROB ve STR verilerine göre yaz sezonu boyunca Türkiye genelinde doluluk oranı yüzde 70 civarında gerçekleşti. Bu oran geçen yıla göre birkaç puanlık düşüş anlamına geliyor. Haziran’da yüzde 57,8 olan doluluk, Ağustos’ta yüzde 71’e çıktı. Ancak sezon ortalamasında tablo çok da parlak değildi. Ortalama günlük oda fiyatı (ADR) 118 dolar, oda başı gelir (RevPAR) ise 82 dolar seviyesinde gerçekleşti. Gelir artışı görünse de artan maliyetler bu kazancı büyük ölçüde eritti.
Ziyaretçi sayısı artıyor, ama değer katma düşük
Yılın ilk dokuz ayında Türkiye’ye gelen ziyaretçi sayısı 45,6 milyon kişiye ulaştı. Turizm geliri 47 milyar dolar civarında. Kişi başı harcama 943 dolar seviyesinde. Rakamlar hedeflere yakın görünse de, iç pazardaki yavaşlama ve işletme maliyetleri kârlılığı sınırlıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yıl sonu hedefi 65 milyon ziyaretçi, 64 milyar dolar gelir. Hazine ve Maliye Bakanlığı ise orta vadeli programında benzer bir beklenti paylaşıyor. Bu tablo, hedefin yakalanabileceğini ama sektörde kârlılığın kolay artmayacağını gösteriyor.
2026: Fiyat değil değer yönetimi yılı
Gelecek yılın ana teması “fiyat artışı” değil, “değer yönetimi” olacak. Değer yönetimi, fiyatı yükseltmek yerine misafirin aldığı hizmetin değerini artırmaya odaklanmak demek. Artık rekabetin yönü oda fiyatından değil, deneyim kalitesinden geçecek. Türkiye, ucuz destinasyon kimliğini geride bırakıyor; ancak bu dönüşümün sağlıklı olabilmesi için fiyat dengesinin korunması şart.
Sonuç
2025 yazı, gelirde güçlü ama kârlılıkta kırılgan bir tablo bıraktı. Artan maliyetler, sabit kur ve yüksek fiyat baskısı sektörün manevra alanını daralttı. Türkiye turizmi, artık sadece sayılarla değil, sunduğu değerin sürdürülebilirliğiyle rekabet etmek zorunda.
2026 yılı, işte bu yeni denge arayışının yılı olacak.
Kalın sağlıcakla.